Söversin
Boğazına kadar saplanırsın
Gecenin çirkef karasına
Düğümler atar tek tek
Çıkmaz sokaklara dönersin
Yalnızlığın sinsice girer koynuna
Arsızca fısıldar kulağına
Günden kalan fahişe sözcükleri
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’04”
Söversin
Boğazına kadar saplanırsın
Gecenin çirkef karasına
Düğümler atar tek tek
Çıkmaz sokaklara dönersin
Yalnızlığın sinsice girer koynuna
Arsızca fısıldar kulağına
Günden kalan fahişe sözcükleri
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’04”
Şehir Boş
Sokaklar bomboş
Kaldırımlarda yılgınlığın kara rengi
Ne gelen var ne giden…
Ölümün soğuk yüzü gibi
Soluk soluksuz renksiz
Buz kesmiş şehir…
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’03”
Bu gün affetmek istiyorum evreni…
Benden çaldığı geçmişim ve geleceğimi
Bağışladım tüm ömrümden kalanı
Alan kim var kim yoksa hepsini
Bu gün affettim babamı…
Bir anlık şehvetle sebebim olanımı
Sonra bir anda
Ben yokmuşum gibi göç edenimi
Elim yüreğim üşürken
Hiç tatmadan o sonsuz güveni
Dönüp ardına bakmadan gidişini
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’02”
Vurmasaydın eğer…
Gülüşlerimi asacaktım bahar dallarına
Meltemin ılık esişiyle uçuşturup saçlarımı
Dağlara kokusunu yayacaktım
Gözlerimi denizin en derinlerine çivileyip
Sol yanımı yaslayacaktım güneşin yedi rengine
Ellerim uzanacaktı gelincik tarlalarına
Dudağımın kenarına bir yanık türkü yapıştıracaktım
Dilim henüz yazılmamış şiirler okuyacaktı
Vurmasaydın eğer…
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’01”