Takıntı

TakıntıYeni aldığım ayakkabıların kırmızı bağcıklarına bir kez daha dikkatle baktım. Pek bir çirkin, olabildiğince sevimsiz; kırmızı bağcıklar!!! Ne alakaydı. Uyumsuzdu. Oracıkta karar verdim, derhal ayakkabıları değiştirecektim. Bu değiştirme fikri, ağır hastalığıma ilaç gibi… Tek ilaç! Tek çözüm!

Asansörün bozukluğunu yadırgamadan koygun renkli koridorun bitimine, merdivenlere yürüdüm. Tüm basamaklar boyunca ayaklarım merdivenlerden inerken, gözüm hep kırmızı bağcıklara takıldı. Tam başa belaydı. Okumaya devam et “Takıntı”

Denizkızı

DenizkızıBir nisan gecesi… Yıldızların caddelere, evlerin çatılarına, pencerelere, bahçelere, balkonlara konduğu bir gece. Dağların arkasından, tepelerin gerisinden, parlak çoban yıldızı ile sarmaş dolaş sapsarı ay… Karşı karşıya… Hayır, yan yana… Hayır, hayır… Koyun koyuna… Ne de güzel!…

İşte bir yıldız düşüyor… Kayıp gidiyor karanlığında gecenin. Yıldız, karanlığa doğru akıyor, akıp eriyor…

Kimler dilek tutuyor?
Kimlerin yüreği hopluyor?
Kimler dans ediyor çıldırmışçasına?
Kimlerin en büyük kutlaması, oluyor bu yıldız cümbüşü?

Okumaya devam et “Denizkızı”

Tiksinti

TiksintiBir sabah… Umut Bozgun enteresan düşlerin sersemletici etkisinden uyandığında saat beş buçuktu. Yeni yeni ağarmaya başlayan gün onun sırtında demir gibi sert bir etki yarattı. Birçok yapılacak işi ve yapacak hiçbir şeyi yoktu. Umarsızca bir debelenmeye soyundu ruhu. Bunun onu nereye ve nelere sürükleyeceğinden habersizce yatağın altındaki pantolonunu almak için dizleri üzerinde bir sürüngen gibi süründü. Biçimsiz, ciddi ve kaba pantolonunu hiç sorgulamadan giyindi. Günün kalabalığına, hengâmesine katıldı.

Okumaya devam et “Tiksinti”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024