Mutlu’y’muş

Mutlu'y'muşUyandık… “mış” gibi yapmıyoruz artık. Bilmiyoruz, bakmıyoruz sormuyoruz kendimizle konuşmuyoruz. “Küs” gibiyiz. ‘Sakın konuşma!’ derken bile duymak istediklerimiz var, ama acıtır diye kulaklarımızı kapattığımız… Söylemek istemediklerimiz var söylemek zorunda olduklarımız gibi… Amalarla başlayan cümlelerimiz var ama!

Bir şeyler eksik. Yarım kalmış bir şeyler… Uyandığımızda sözlerimize, kendimize, zamanımıza “harcanmışlık” yaşattığımız şeyler. Ne garip değil mi? Başlarken “biz”dik bitirirken yabancılaştık hiç tanışmadık sanki…

Okumaya devam et “Mutlu’y’muş”

Küllerinden Yeniden Doğmak

Küllerinden Yeniden DoğmakSimurg Anka… Otuz kuş…

Rivayet olunur ki kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş… Kuşlar, Simurg’a inanır ve ihtiyaç duyduklarında onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş… Kuşlar dünyasında işler ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış… Ne var ki zaman geçip Simurg ortada görünmedikçe kuşlar, kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler…

Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü, Simurg’un kanadından düşmüş bir tüy bulmuş… Okumaya devam et “Küllerinden Yeniden Doğmak”

Delilik

Delilikİnsanın kendi kendisiyle konuşması mı deliliktir? Yoksa bir film izlerken televizyonla konuşması mı? Yok yok. Buldum galiba. Eğer kendi kendini seviyorsan delisin. Kendinden başkasını daha az düşünüyorsan delisin. Yalnızlıktan korkup bir kenara çekilip insanları izliyorsan, delisin.

Sanırım böyle düşünenlerden değilim. Artık her şey o kadar çoğaldı ve bir o kadar değişti ki, bırakın bizi kelimeler bile anlamlarını yitirmeye başladı. Delilik insanın kendisiyle başbaşa kaldığında konuşması değildir. Okumaya devam et “Delilik”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024