Lambasının yanmadığı o sokaktım ben,
Karanlık.
Büyülü şehrin sıradan bir ara sokağı…
Önünden geçerken insanların
-en azından birkaçının- merakla dönüp baktığı
Girip dolaşmak istediği bir sokak.
Yanmayan sokak lambasının olduğu sokaktım ben,
yani karanlıktım.
Bir gün biri gelip yakar sandım ışıkları
Aydınlanır sandım üzerinde ağaçların olduğu kaldırımlar
Sanrıymış gerçekten. Ötesi olmadı hiç.
Okumaya devam et “Sokak Lambası”
Kategori: Şüheda Bektaş
Siyah ve Kırmızı
Yaşanılan hayatlar kimsenin kendi tercihi değil. İnsan bunca acılı bir ruh haliyle yaşamayı neden seçmek istesin! Yaşı kaç olursa olsun binlerce kişiyi tanıyor olmasına rağmen, insan yine de yalnızlığı derinlerinde hissediyor. Belki de duyduğu acı bundan kaynaklı. Renkli hayatlar içinde gördüğü tek renk var: Siyah.
Yolcu
Ben buraya biraz dinlenmeye geldim.
Uzun yol yolcusuyum ben
Yüklerim ağır üstelik
Epeydir de konuşmadım kimseyle
Ben buraya biraz da konuşmaya geldim.
Nereden geldiğimi, nasıl geldiğimi sorma
Geldim işte bir yerlerden.
Heybem dolu geldim bak
Kimin neyi varsa aldım alabildiğimce
Dedim ya, uzun yol yolcusuyum ben.
Bir de işte ağır taşıyıcı hamalı hayatın…
Okumaya devam et “Yolcu”
Gecenin İnsanları
Gece koynunda büyütür bazı insanları
Karanlık olur o insanlar, yalnız olur
Bir tek geceleri vardır
Ne hissettiklerini, yaşadıklarını anlayan ve bilen
bir tek geceleri
Gece göğsüne basar bazı insanları
Sessiz çığlıklarla
hıçkıra hıçkıra ağlar o insanlar
Öyle zamanlarda güçsüz hisseder kendilerini işte
Nasıl kalkacağını nasıl toparlayacağını bilemez çaresizdirler
Okumaya devam et “Gecenin İnsanları”