Hayat gibi tuhaf,
Bir var bir yok,
Dört yılda bir gelir,
Gör görebilirsen geleni…
Bekler mi diye sordun,
Hayatta beklemedi beni,
Okumaya devam et “29 Şubat Gibi”
Hayat gibi tuhaf,
Bir var bir yok,
Dört yılda bir gelir,
Gör görebilirsen geleni…
Bekler mi diye sordun,
Hayatta beklemedi beni,
Okumaya devam et “29 Şubat Gibi”
Biz kediler ezelden beri hür yaşar ve film izlemeyi severiz. Eskiden açık hava sinemalarında bu iş çok kolaydı. Fakat şimdi de zor değil, çünkü evlerde dev ekranlar var. Tırmanınca ağaca, cam perde tam karşımızda. Beğenmedin mi, çık bir üstteki dala. Bir de pencere açıksa, sesini de duyarız. Dünyaları unutur, eğlenceye dalarız.
Her şey iki gece önce “Ada” isimli yerli filmi izlerken başladı. Kekik öyle bunaldı ki tiz bir çığlık attı. Dört yandaki evlerden insanlar, camlara fırladı. Daha fazla dayanamadık indik aşağıya. Başladık kötü film niye kötüdür, en fenası hangisidir, diye tartışmaya.
Daha ileriye gideceğim.
Düşüncemin açtığı boşluğun
Tüketici bir yenidenlikle
Yaşamı yeniden başlatacağım.
Bu sokak aralığı, gece ve köpekler…
Tastamam yerindeler.
Yaşam yeniden başlıyor.
Bir etkinlik alıştırması gibi sokaklar.
İyi niyetle benimle alay ediyor.
Sisli tombul yaratıklar…
Okumaya devam et “Oda”